Corona Virüs Salgınında Psikolojimizi Korumak
Haftalardır ne çok sıkıldınız değil mi? Daha ne kadar sabredersiniz derken ardı ardına yeni felaketler… Yangınlar, ekonomik kriz, deprem, savaş, şehitler, virus salgını… Yine dayanabildiniz ama çok zorlanıyorsunuz … Bu daha ne kadar böyle devam edecek? Son olsun demekle olmuyor bir türlü. Kasmaktan, yeni kötü haberleri ardı ardına duymaktan, bunalmaktan, uykusuz kalıp bitap düşmekten, çıldırmaktan korktuğunuz oluyor mu? Oysa biz çocukken, öğrenciyken, gençken ne güzelmiş dünya ?
Şimdi sakin olun, salgın hastalık anksiyetesi (kaygısı) yaşasanız da bunu psikolojik bir krize dönüştürmekten kaçının. Çünkü aşırı stres hem psikolojik hem de fizyolojik bağışıklık sisteminizi bozar. O zaman vitesi küçültüp biraz dinlenelim, eve çekilip, sohbete, konuşmaya, paylaşmaya, doğaya, açık havaya, az tüketmeye, basit yaşamaya dönelim.
Şu önlem ve uyarılar işinize yarayabilir:
- Bilinmezliğe karşı toleransınızı arttırın. Hayat zaten sık sık iyi ve kötü süprizler yaşatır. Yaşamın değişmez kuralı gelecekten beklentilerimize karşın, hayatın bildiğini okuması ve kendi sistemi ile devam etmesi. Bunu kabullenip, hayatı nafile biçimde kontrol etmeye, değiştirmeye çalışmayalım, dalgalara karşı savaşmayalım. Her sürpriz, engelli atlama parkurunun bir aşaması ve hayatı onların üzerinden hoplayarak zıplayarak sürdüreceğiz. · Aslında anksiyete ile savaşmamak lazım. Jung’un dediği gibi “What you resist persists”. Yani neye direnirsen, sürmesine katkıda bulunursun. Hani uykusuzlukla savaşınca hiç uyuyamamak gibi.
- Corona Virüs haberleri ile aşırı ilgilenip takip etmek kaygınızı, umutsuzluğunuzu paniğinizi arttırır. Buna karşın tamamen dikkati başka yöne çevirip, yok farzetmek kısa süreli işe yarasa da uzun dönemde psikolojik zorlanmanızı ortadan kaldırmaz. Bunun yerine olağan sıkıntılardan biri gibi kabullenmek, aşırı tepkilerden ve davranışlardan kaçınmak iyi bir yol. Hastalığın bütün belirtilerine aşırı dikkat kesilmek, gece gündüz buna odaklanmak algımızı bozarak, her normal işareti yanlış yorumlayıp kaygı düzeyimizi tırmandırır.
- Virüs salgını ile ilgili haberlere aşırı maruz kalmak, çok sayıda sosyal medya paylaşımı yapmak ve paylaşılan doğruluğu bilinmeyen haberlerin arasında kaybolmak yerine günde bir iki kez resmi ve güvenilir kaynakları izlemek yeterli. Mesela Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve konu ile ilgili çalışan akademisyenler gibi.
- Hayatın bizi motive eden noktalarına, hedeflere, yapmakta olduğumuz işlere, keyif aldığımız anlara kişilere işlere odaklanmak daha iyi bir yol. Zihnimizin genelde kötü senaryolara odaklanmak gibi eğilimi olabilir. Hastalık kapsak bile iyileşme ve zarar görmeden çıkma olasılığı çok yüksek, ölüm oranı çok düşük ve biz bunu panikleyip unutuyoruz. Bilinmezlikler, her zaman bildiğimiz daha ciddi tehlikelerden çok daha korku veriyor bize.
- Zamanı hem fiziksel hem psikolojik direncimizi yükseltecek aktivitelere ve işimize ayırmak daha mantıklı. Bağışıklık sistemini güçlendirici beslenme (koyu renki meyve sebze, probiyotik, fremente ürünler…), iyi uyumak (kesintisiz 6-8 saat), alkolü sigarayı kesmek, açık havada egzersiz yapmak, gevşeyip sakinleştiren aktivitelere odaklanmak oldukça faydalı. Kaygıyı, depresif duygudurumu ve uyku bozukluklarını düzeltemez isek psikolojik destek almak önemli.
- Evde karantinada kalmanın çok izole ve yanlız hissettirmesine izin verilmemeli. Yakın arkadaşlar, aile bireyleri ile iletişim, sosyal etkileşim ve aktiviteler ihmal edilmemeli. Daha önceki karantinalarda, akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu geliştirmiş kişiler olduğu göz önüne alınırsa, kaygı ve endişe düzeyi yüksek kişilerin daha çok kendilerini sakinleştirmeleri, bu önlemleri almaları ya da psikolojik destek almaları gerekir.
- Özellikle çocuklara uygun açıklamalar yapılarak bilgilendirmeli, ebeveynlerin stresinin onlara geçmemesi sağlanmalı. Sağlıklı hijyen alışkanlıkları, sağlıklı yaşam biçimi, oyunlaştırıp hikayeleştirilerek, korku yaymadan çocuklara öğretilmeli. Çocuklar virus salgını ile ilgili olumsuz haberlere maruz bırakılmamalı.
Aslında düşündüğümüzden daha güçlüyüz. Kaosa dönen medya bombardımanları, kaygısı yüksek, karamsar kişilerin daha fazla paylaşım yapması bizi objektif ve olumlu bilgilerden koparabilir, bunu unutmamalı. Belki de bu salgını, dünyanın her kesiminden insanın eşit, aynı, aslında tüm ihtiyaçların basit ve yaşamın sade, doğa ve diğer insanlarla barışık olduğunu hatırlatması açısından bir ders olarak yorumlamalıyız.
Dr. Sibel Çakır
Kaynaklar:
1. https://www.psychiatry.org/news-room/apa-blogs/apa-blog/2020/03/covid-19-mental-health-impacts-resources-for-psychiatrists
2. https://www.cstsonline.org/assets/media/documents/CSTS_FS_Caring_for_Patients_Mental_WellBeing_during_Coronavirus.pdf.pdf
3. https://www.apa.org/research/action/speaking-of-psychology/coronavirus-anxiet